İştebu dini yalanlayan kimse diyor. maun suresi bize bu kimseyi tarif ediyor. maun suresi hala yaşıyor, maun suresi tarihte kalmadı, ölü bir metin değil. Maun suresinin tarif ettiği tip aramızda ve bundan böyle de yaşamaya devam edecek ve maun suresi lafzı bir kez indi manası sonsuz kez inmeye devam edecek.
Bakarasuresi 23 ve 24. ayetler 88 veya Kur’an’ın muhkem ve müteşabihe ayrıldığını beyan eden Âl-i İmran suresi yedinci ayet gibi Kur’an ilimle-87 Bkz: Ebu Ali Fazl b. Hasan Tabersi, Mecmeu’l-Beyan fi Ulûmi’l-Kur’an (Kum: Menşûrât-i Mektebet-i Ayetullah necefî, hicri kameri 1354)
BakaraSuresi 255. ayeti ne anlatıyor? Bakara Suresi 255. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri Bakara Suresi 255. Ayetinin Arapçası:
Kuran kıssalarında ayrıntılardan uzak durulmakta, özellikle yer ve zaman gibi unsurlardan söz edilmemektedir. Çoğu yerde kıssada anlatılan olayların kahramanlarına da yer verilmemektedir. Tevrat'ın aksine, tarihi unsur verilmek istenen mesajın önüne
Bunedenle Âl-i İmran süresi /31. ayet-i kerime de şöyle bir açıklama gelir. Onların olaylar karşısındaki duruşu ve tutumu bizler için incelenmesi gereken sahalardır. Örneğin ; Bakara süresi/ 185 “ Allah sizin için kolaylığı istemektedir, zorluğu
Fast Money. İçindekiler1 Bakara suresinin 256 ayeti nedir?2 Bakara suresinde kaç ayet vardır?3 Bakara 259 da bahsedilen kim?4 Golyat nedir kuranda geçiyor mu?5 Allah inananların dostudur onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır ana düşüncesi nedir?6 Dinde zorlama yoktur ayetinde verilmek istenen mesaj nedir?7 Bakara Suresi 255 ayet hangi sure?Bakara suresinin 256 ayeti nedir?Ayet. İslam'ın kopmaz kulpu Kelime-i Tevhid'dir. Kişinin Kelime-i Tevhid'in ehlinden olması ve söylediği Lailaheillallah'ın kendisine fayda sağlaması için iki şart zikredilmiştir Tağutu inkâr ve Allah'a cc suresinde kaç ayet vardır?Bakara Sûresi Arapça سورة البقرة, Kur'an'ın ikinci suresidir. Kur'an'ın en uzun sûresi olan Bakara Sûresi, 286 ayetten 259 da bahsedilen kim?Bakara 259 Günün başında ölmüş bulunan Üzeyir Aleyhisselâm bir asır sonra günün sonuna doğru dirilmişti. Güneşin hâlâ durduğunu görünce, aynı günün güneşi olduğunu tahmin ederek, uykudan uyanırcasına “Bir gün, ya da bir günün birazı kadar kaldım.” dedi. Bakara 259 O halde kaldığının farkına bile nedir kuranda geçiyor mu?Câlût ya da Golyat İbranice גָּלְיָת; Arapça جالوت , MÖ 11. yüzyılda yaşadığına inanılan ve Tanah, Eski Ahit ve Kur'an'da bahsi geçen savaşçı inananların dostudur onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır ana düşüncesi nedir?İnsanları karanlıklardan aydınlığa Yüce Allah çıkarmakta, bu görevi bizzat kendisinin yerine getirdiğine işaret etmektedir "Allah, rızasını arayanı o kitapla kurtuluş yollarına iletir ve onları kendi izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarıp dosdoğru bir yola iletir" Mâide 5/16.Dinde zorlama yoktur ayetinde verilmek istenen mesaj nedir?Ayetin tamamının meali şöyle “Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğru, yanlıştan kesin ayrılmıştır. Kim Tağût'u inkâr edip Allah'a iman ederse o hiç kopmayan sağlam kulpa tutunmuş Suresi 255 ayet hangi sure?Ayetel Kürsi Bakara Suresi'nin 255. ayeti olmasına rağmen insanlar tarafından farklı bir sure olarak karıştırılabilmektedir. Bakara 255. ayeti kerimesi içerisinde Hz. Allah'ın kürsüsü zikredilmiş olması hasebiyle "Ayetel Kürsi" ismiyle anılmaya başlanmıştır.
Bakara Suresi 256 ayeti nedir?Ayet. İslam'ın kopmaz kulpu Kelime-i Tevhid'dir. Kişinin Kelime-i Tevhid'in ehlinden olması ve söylediği Lailaheillallah'ın kendisine fayda sağlaması için iki şart zikredilmiştir Tağutu inkâr ve Allah'a cc zorlama yoktur ayetinde verilmek istenen mesaj nedir?Kur'an'da savaş ayetleri zorbalık yapılsın diye değil; tam tersi zorbalığı ortadan kaldırmak için inmiştir. Tamamı böyledir ve hiçbir istisnası yoktur. … “Fitne baskı, zorbalık sona erinceye ve din adalet Allah için sağlanıncaya kadar onlarla zorlama yoktur ayetini nasıl anlamalıyız?Ayetin tamamının meali şöyle “Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğru, yanlıştan kesin ayrılmıştır. Kim Tağût'u inkâr edip Allah'a iman ederse o hiç kopmayan sağlam kulpa tutunmuş Suresi 255 ayet hangi sure?Ayetel Kürsi Bakara Suresi'nin 255. ayeti olmasına rağmen insanlar tarafından farklı bir sure olarak karıştırılabilmektedir. Bakara 255. ayeti kerimesi içerisinde Hz. Allah'ın kürsüsü zikredilmiş olması hasebiyle "Ayetel Kürsi" ismiyle anılmaya el Kürsi hangi sure de?Ayetel Kürsi Kur'an-ı Kerim'in ikinci suresi el- Bakara Suresi'nde geçer. Surenin 255. Ayeti olmakta ve Kur'an-ı Kerim'de 41. Sayfada Ikraha Fiddin ne demek?"la ikrahe fiddin" başlığındaki entrylerin metinlerinde arama yapar. dinde zorlama yoktur ama mahalle baskısı ve cemaatçilik vardır. anlamına gelen söz. dinde yoktur ama yobazlarda vardır anlamına gelir zorlama var mı?dinde zorlama yoktur. hangi dini nasıl yaşayacağına kimse karışamaz. kendi aklınla düşünür karar verirsin. inananlar başkasını inandırmaya çalışmasa, inanmayanlar da başkasına bu görüşleri zorla empoze etmeye çalışmasa bu konular hiç açılmayacak bile.
Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz erdemlilik değildir. Asıl erdemli kişi Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eden; sevdiği maldan yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyenlere ve özgürlüğünü kaybetmiş olanlara harcayan; namazı kılıp zekâtı 27, 2022İçindekiler1 Bakara suresi 177 ayette verilmek istenen mesaj nedir?2 Bakara Suresi 178 ayet ne demek istiyor?3 Bakara suresinden çıkarılabilecek temel mesaj nedir?4 Bakara suresinde geçen konular nelerdir?5 Bakara suresi 170 ayette ne anlatılmak isteniyor?6 Bakara suresinin 177 ayetinde Kim kime söylüyor?7 Bakara suresi 189 ayette anlatılmak istenen nedir?8 Kısas ayetleri nelerdir?Bakara suresi 177 ayette verilmek istenen mesaj nedir?Bakara Suresi 177. Ayette verilen son mesaj da sabırdır. “Zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda direnip sabredenlerin…” şeklinde devam eder. Yani bir Müslüman zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabretmekle Suresi 178 ayet ne demek istiyor?“hüre hür, köleye köle, kadına kadın. ama kim yani katil, müslüman kardeşi tarafından affedilirse, o zaman affedenin örfe göre uygun olanı yapması uygun diyet istemesi, affedilenin de güzelce onu ödemesi gerekir. bu, rabbiniz tarafından bir hafifletme ve suresinden çıkarılabilecek temel mesaj nedir?İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah'a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.” Bu ayetten çıkarılabilecek temel mesaj, Müminin hem iman etmek, hem ibadet etmek hem de bireysel ve toplumsal ahlaka sahip olunması suresinde geçen konular nelerdir?Sûrede başta iman esasları olmak üzere insanın yaratılışı, kıblenin değişmesi, namaz, oruç, hac, sadaka, boşanma, nesep, nafaka, borçların kaydedilmesi gibi pek çok konuya yer verilmiştir. Bunlar doğrudan doğruya veya dolaylı olarak dini ve dindarlığı ilgilendiren suresi 170 ayette ne anlatılmak isteniyor?Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?” Bakara suresi, 170. ayet. “Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük ederseniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” Hucurât suresi, 6. ayet.Bakara suresinin 177 ayetinde Kim kime söylüyor?Kim, kime söylüyor? Cevap Erdemlik yüzünü Allah'a, ahiret gününe inananlar ,namaz kılıp zekat veren ve oruç tutan suresi 189 ayette anlatılmak istenen nedir?Allah da evlerine kapılarından girmelerini Buna göre ayetin anlamı şöyle olur Uğursuzluk nedeniyle evlerinize arkadan girmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik, sadece Allah'tan sakınan, uğursuzluk sayılan şeylerden korkmayan ve Allah'a tevekkül eden kimselerin ayetleri nelerdir?Kısas ile ilgili ayetler► Ey iman edenler! Öldürme vakaları için size kısas hükmü farz kılındı. … ► Sizin için kısasta hayat vardır ey akıl sahipleri! … ► Tevrat'ta onlara şöyle farz kıldık Nefse karşılık nefis, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralamalarda kısas vardır.
Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Allâhu lâ ilâhe illâ huve-lhayyu-lkayyûmuc lâ te/ḣużuhu sinetun velâ nevmunc lehu mâ fî-ssemâvâti vemâ fi-l-ardik men że-lleżî yeşfe’u indehu illâ bi-iżnihic ya’lemu mâ beyne eydîhim vemâ ḣalfehums velâ yuhîtûne bişey-in min ilmihi illâ bimâ şâec vesi’a kursiyyuhu-ssemâvâti vel-ardas velâ yeûduhu hifzuhumâ vehuve-l’aliyyu-l’azîmuÖyle bir Allah ki ondan başka yoktur tapacak. Diridir, her an yarattıklarını tedbir ve tasarruf edip durur. Ne uyuklamaya kapılır, ne uykuya dalar. Onundur ne varsa göklerde ve yeryüzünde. Kimdir izni olmadıkça onun yanında şefaate kalkışacak? Önlerindekini de bilir, artlarındakini de. Onun bilgisinden, dilediği miktardan başka hiçbir şeyi kavrayamazlar. Kürsüsü gökleri de kaplayıp kucaklamıştır, yeryüzünü de. Göğü, yeri korumak, ona ağır da gelmez. O'dur çok yüce ve çok âyette "kürsi" kelimesi geçtiği için kürsü âyeti anlamına "Âyet-ül-Kürsi" denmiştir. Hattâ bu sûreye "Kürsi sûresi" diyenler de vardır. Kürsü, örft... Devamı.. Allah O’dur ki, Kendisinden başka hiçbir ilah yoktur. Ve bu asla mümkün değildir. O sürekli diridir ve yarattıklarını koruyup yönetendir. O’nun bir an bile uyuklaması gaflet basması ve uykuya dalması yoktur. Allah bu kusurlardan münezzehtir. Göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Her şey O’nun elinde ve emrindedir. O’nun izni olmadan, Allah’ın katında kim başkalarına aracılık için şefaat edebilir? O, onların geçmişlerini ve geleceklerini bütün mahlûkatın önceden ettiklerini ve sonradan işleyeceklerini bilir. Onlar kulları ise, O’nun ilminden, O’nun dilediğinin dışında hiçbir şeyi kavrayamazlar. Bildiklerini de Allah öğretir. O’nun Kürsüsü hükümranlığı, gökleri ve yeri tamamen kaplamış ve kuşatmış vaziyettedir. Onları gökleri ve yeri koruyup gözetmek asla O’na ağır da gelmemektedir. O, çok Yücedir, çok büyük Azamet ki, O'ndan başka gerçek ilah yoktur; her zaman diridir. Bütün varlıkların tek yöneten ve gözeteni O'dur. Ne uyuklama tutar O'nu, ne de uyku. Yeryüzünde ve göklerde ne varsa hepsi O'nundur. O'nun izni olmadan kendisinin yanında kim kime şefaat edebilir? O yarattıklarının geçmişlerini ve geleceklerini bilir. Oysa O dilemedikçe, insanlar O'nun ilminden hiçbir şey edinemez, hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun sonsuz kudret ve egemenliği gökleri ve yeri kaplamıştır. Göklerde ve yerde olanların tümünün korunup desteklenmesi O'na ağır gelmez. Gerçekten yüce ve büyük olan yalnızca O' Allah'tır, Allah. Hak ilâh yalnızca O'dur. Ebedî hayat ile diri, ölümlü olmaktan uzaktır. Varlık âlemini ayakta tutan ve düzenini elinde bulunduran O'dur. Onu ne gaflet basar ne de uyku. Göklerdeki varlıkların ve imkânların hepsi ve yerdeki varlıkların ve imkânların tamamı O'nun mülkündedir, O'nun tasarrufundadır. O'nun yanında, benzer sıfatların tecellisiyle kudret ve tasarruf kullanan eş bir varlık olmak kimin haddine? Yalnızca O'nun izniyle ilâhî planlamayı yürütenlere görev dağılımı yapılır. O kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını, bildiklerini, bilgi ve idrakları dışında olanı, dünyalarını ve âhiretlerini bilir. Onlar ise, O'nun sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olan kadarının dışında, O'nun ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar. Onun hâkimiyeti, saltanatı, kudreti, otoritesi ve düzeni bütün gökleri ve yeri içine alır. Gökleri ve yeri bir bütünlük içinde tek elden tedbir ile idare etmek, gözetmek, korumak, taahhütlerini yerine getirmek Allah'ı yormaz, Allah'a ağır da gelmez. O şanı yüce Allah pek yüce, pek Kur’ân-ı Kerim, 19/93-95; 20/110; 21/28; 53/ kendinden başka ilah olmayan ilahdır. O, sürekli diridir ve yaratıklarını sürekli koruyup gözetendir. Onu ne bir uyuklama ne de uyku tutar. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. O'nun katında kendisinin izni olmadan kim şefaat edebilir! O, onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Onlar, O'nun ilminden dilediği kadarından fazla bir şeyi kuşatamazlar. O'nun Kürsi'si gökleri ve yeri kaplamıştır. [54] Bunları korumak O'na güç gelmez. O, çok yüce, çok konusunda müfessirler değişik açıklamalarda bulunmuşlardır. Bazıları buradaki Kürsi ile Yüce Allah`ın varlıklar üzerindeki güç ve hakimiyetin... Devamı..Allah... O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, kâimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. Onlar ise Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiç birşeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek yücedir, pek o Allah'dır ki, kendinden başka hiç bir ilâh Tanrı yoktur Ondan başka ibadete müstahak mâbud yoktur. O ezelî ve ebedî hayat ile bizâtihi kendiliğinden diridir, bâkidir. Zât ve kemâl sıfatlarıyla yaratıkların mahlûkatın bütün işlerinde hâkim ve kâimdir, her şey onunla kâimdir. Onu ne bir dalgınlık, ne de bir uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi onun. Onun izni olmadıkça katında kim şefaat edebilir? O, bütün varlıkların dünya ve âhirete ait önlerinde ve arkalarındaki gizli ve aşikâr her şeyini bilir. Onlar varlıklar-yaratıklar ise, Allah'ın dilediği kadarından başka, ilâhî ilminden hiç bir şey kavrayamazlar. Onun kürsüsü mülk ve saltanatı gökleri ve yeri çevrelemiş, kaplamıştır. Gökleri ve yeri korumak, gözetmek, ona zorluk ve ağırlık vermez. O, çok yüce, çok Ondan başka ilah olmayan Zat-ı Akdestir. Hayy ve Kayyum’dur kendi kendine yeterlidir. Hiçbir an esneme ve uyku O’nu tutmaz. Göklerdeki ve yerdeki her şey O’nundur.. O’nun izni olmadan, hiç kimse O’nun yanında şefaat edemez. O, onların geçmişlerini ve geleceklerini bilir. O’nun istediğinden başka, O’nun ilminden hiçbir şey öğrenemezler. Onun idare ve saltanatı, gökleri ve yeri kuşatmıştır. Yer ve göklerin muhafazası, O’nu yormaz. O çok yüce ve çok başka ilah yoktur; her zaman diridir; bütün varlıkların kendi kendine yeterli kaynağıdır. Ne uyuklama tutar O'nu, ne de uyku. Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. O'nun izni olmaksızın katında şefaat edebilecek olan kimdir? O, insanların gözlerinin önünde olanı da arkalarında olanı da bilir; O dilemedikçe insanlar O'nun ilminden hiçbir şey edinemez, hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun sonsuz kudreti ve egemenliği gökleri ve yeri kaplar. Onların korunup desteklenmesi O'na ağır gelmez. Gerçekten yüce ve büyük olan yalnızca O'dur.[42][42] Yüce Allah’ın bazı sıfatları hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, III, odur, ondan özge Tanrı yok, o diridir, o durur, ne uyuklar, ne uyur, göklerde, yerde de olan onundur, Allahın yanında, onun izni olmadan kimdir şefaat yapan, bilir Allah onların, hem yaptıkların, hem hem de yapacakların, Allah neyi diler kendinin bilgisinden, ancak onu bilirler, kaplamıştır bilgisi hem gökleri, hem yeri, onları saklamaktan olmaz ki o incine, o, uludur, o, yüceAllah, ondan başka ilah olmayan, kendisini gaflet ve uyku tutmayan, diri, her an yaratıklarını koruyup yönetendir. Göklerde ve yerde olan her şey onundur. Onun izni olmadıkça onun katında kim şefaat başkaları için aracılık edebilir? Kullarının önlerindeki ve arkalarındaki geçmiş ve gelecekleri, yaptıkları ve yapacakları ne varsa hepsini o bilir. Onlar ise onun dilediği kadarından başka onun ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. Onun hükümranlığı gökleri ve yeri tamamıyla kaplamıştır. O gökleri ve yeri ve oralarda bulunanları koruyup gözetmek ona ağır gelmez. O çok yücedir, çok büyüktür. Bkz. 2/123, 6/51, 70, 10/3, 20/109, 34/23 ve dipnotu 53/26Allâh yegâne Allâh’dır, dâimâ zîhayat ve lâ yetegayyerdir. Kendinden başka Allâh yokdur, gevşeklik ve uyku âna aslâ ’ârız olmaz. Semâvâtda ve ’arzda ne var ise ânındır. İzni olmaksızın ânın yanında kim şefa’at idebilür? Hafî ve zâhir ne var ise bilür ve insânlar ancak bildirdiği kadar ’ilim ihâta idebilürler. Kürsî-i tahtı semâvâta ve ’arza irişiyor ve ânın muhâfazası içün hiç bir zahmet ihtiyâr itmez, büyük ve ’ O'ndan başka tanrı olmayan, kendisini uyuklama ve uyku tutmayan, diri, her an yaratıklarını gözetip durandır. Göklerde olan ve yerde olan ancak O'nundur. O'nun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Onların işlediklerini ve işleyeceklerini bilir, dilediğinden başka ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar. Hükümranlığı gökleri ve yeri kaplamıştır, onların gözetilmesi O'na ağır gelmez. O yücedir, kendisinden başka hiçbir ilâh olmayandır. Diridir, kayyumdur.[70] O’nu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O’nundur. İzni olmaksızın O’nun katında şefaatte bulunacak kimdir?[71] O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. Onlar O’nun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. O, göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir. Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O’na güç gelmez. O, yücedir, büyüktür.[72]70. Kayyûm, “varlığı kendinden, kendi kendine yeterli, yarattıklarına hâkim ve onları koruyup gözeten” Şefaat ile ilgili olarak bakınız ... Devamı..Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. O'na hiçbir şey gizli kalmaz. O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür. İçinde kürsî» kelimesi geçtiği için bu âyete Âyetü’l-kürsî» denilmiştir. Burada kürsî bildiğimiz taht manasında olmayıp Allah’ın şanına lâyık, mahi... Devamı..ALLAH O'ndan başka tanrı yoktur, Yaşayandır, Sonsuzdur. Kendisini ne dalgınlık ne de uyuklama tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. İzni olmadan kim O'nun katında aracılık edebilir? Onların geçmişini ve geleceğini bilir. Dilediği miktar dışında O'nun bilgisinden hiç bir şeyi kavrayamazlar. Egemenliği gökleri ve yeri kapsamıştır. Onları düzen içinde korumak onu yormaz. O Yücedir, başka hiçbir ilâh yoktur. O daima diridir hayydır, bütün varlığın idaresini yürüten kayyumdir. O'nu ne gaflet basar, ne de uyku. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmadan huzurunda şefaat edecek olan kimdir? O, kullarının önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bilir. Onlar ise, O'nun dilediği kadarından başka ilminden hiç bir şey kavrayamazlar. O'nun kürsisi, bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır. Onların her ikisini de görüp gözetmek O'na bir ağırlık vermez. O çok yücedir, çok başka tanrı yok ancak o, daima yaşıyan, daima duran tutan hayy-ü kayyum o, ne gaflet basar onu ne uyku, Göklerdeki ve Yerdeki hep onun, kimin haddine ki onun izni olmaksızın huzurunda şafaat edecek? onların önlerinde ne var arkalarında ne var hepsini bilir, onlar ise onun dilediği kadarından başka ilmi ilahîsinden hiç bir şey kavrıyamazlar, onun kürsîsi bütün Gökleri ve Yeri kucaklamıştır her ikisini görüb gözetmek ona bir ağırlık da vermez o öyle ulu, öyle büyük azametlidirAllah O'ndan başka ilâh yoktur. O, sürekli diridir, koruyup gözetendir. O'nda ne bir dalgınlık olur ne de O'nu bir uyku tutar. Göklerde ve yerde olan her şey O'nundur. İzni olmaksızın¹ O'nun katında şefaatte bulunabilecek kimmiş? Onların² önlerinde ve arkalarında³ olan her şeyi bilir. Onlar, O'nun ilminden ancak dilediği kadarını kavrayabilirler. O'nun egemenliği yeri ve göğü kuşatmıştır. Bunları korumak O'na ağır gelmez. O, Çok Yüce ve Çok Güçlü' “İzni olmaksızın şefaate bulunabilecek kimmiş” ile kast edilen şey; şefaat etmek için birilerine izin verileceği anlamı değildir. Bir önceki ayette... Devamı..Allah o Allahdır ki kendinden başka hiç bir Tanrı yokdur. O, zatî, ezelî ve ebedî hayaat ile diridir baakıydir. Zâtiyle ve kemâliyle kaaimdir. Yaratdıklarının heran tedbîr-ü hıfzında yegâne haakimdir, her şey onunla kaaimdir. Onu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi onun. Onun izni olmadıkça nezdinde şefaat edecek kim miş. O yaratdıklarının önlerindekini, arkalarındakini, yapdıklarını, yapacaklarını, bildiklerini, bilmediklerini, açıkladıklarını, gizlediklerini, dünyalarını, âhiretlerini, hülâsa her şey'ini, her şey'ini bilir. Mahlûkatı onun ilminden yalnız kendisinin dilediğinden başka hiç bir şey'i kaabil değil kavrayamazlar. Onun kürsüsü gökleri ve yeri kucaklamışdır, o kadar vâsi'dir. Bunların nigehbanlığı Ona ağır da gelmez. O, çok yüce, çok ki, O'ndan başka ilâh yoktur. O, Hayy hayâtı ezelî ve ebedî olandır, Kayyûm bütün mevcûdât kendisiyle kaim olandır. O'nu ne bir uyuklama, ne de bir uyku tutar. Göklerde ne var, yerde ne varsa O'nundur. İzni olmadan O'nun huzûrunda şu şefâat edecek olan kimdir? Onların önlerindekini ve arkalarındakini geçmiş ve geleceklerini bilir. Hâlbuki onlar ise O'nun ilminden, dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. Kürsî'si,1 gökleri ve yeri kaplamıştır; her ikisinin muhâfazası O'na ağır gelmez. Ve O, Aliyypek yüce olandır, Azîm pek büyük olandır.21Bu âyet-i kerîmede zikredilen*كُرْسِيٌ lâfzı, Allah’ın ilmi, mülkü veya kudreti manâlarında tefsîr edilmiştir. Nesefî, c. 1, 1982“Âyetü’l-Kürs... Devamı..Allah, kendisinden başka ilah olmayan, sonsuz hayat sahibi hep diri olan ve Varlık dünyasında var olanları düzenleyip idare edendir. O’nda ne dalgınlık vardır, nede O’nu uyku tutar. Göklerde ve yerde olanların tümünün sahibi de O dur. O halde O’ndan izin almadan, O’nun katında hesaba çektiği kulları hakkında bilmediği bir şeyler varda, Allah’a hatırlatmak için aracı olup, arka çıkacak şefaat edecek kimdir? O kullarının önünde olanları yaptıklarını da, arkalarında olanları yapmaları gerekenleri yapmadıklarını da bilir. O’nun kendisi hakkında ki bilgiye, ancak O’nun bildirdiğinden başkaca bilgiye ulaşamazlar, ama O’nun ilmi kürsüsü her şeyi kuşatır, göklerin ve yerlerin bilgisini muhafaza etmek, asla O’na ağır gelmez. Zira O, en yüce ve en büyük Allah ki kendinden başka tanrı yoktur, diri olan, kendi kendine var olan da Odur. Onu ne uyuklama tutar, ne de uyku. Yerlerde, göklerde ne varsa Onundur. Onun dileği olmadıkça kim Onun katında bir başkasını kayırabilir. Önceden olanları bilen de Odur, sonradan olacakları bilen de O. Onun bilgisinden yalnız Onun dilediği kadarını kavrıyabiliriz. Onun egelik alanı yerleri de kaplar, gökleri de. Her ikisini de korumak Onu yormaz. Allah yücedir, ki, O/ndan başka tapacak yoktur, Hay olan, Kayyum [⁹] olan O/dur. O/nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde, yerde ne varsa hep O/nundur. İzni olmaksızın O/nun yanında kim şefaat edebilir? Allah herkesin olmuş, olacak, geçmiş, geçecek hallerini bilir. Bütün mahlûkat O/nun bildiklerinden ancak O/nun dilediği bir şeyi kavrayabilir. O/nun kürsüsü [¹⁰] gökleri, yeri içine alır. Bunların negâhbanlığı kendisine ağır gelmez. Her şeyden yüce ve ulu olan ancak O/dur.[9] Hay ve Kayyum alâ rivayetin Esmâ-i İlâhiyenin en büyüğüdür. Hay, kendisine aslâ ölüm târi olmaz» demektir. Kayyum da, bütün mahlûkatı tedbir ve ... Devamı..Kendisinden başka hiçbir tanrı olmayan Allah, Hayy’dır¹⁶³, Kayyûm’dur¹⁶⁴. O’nu ne bir uyuklama ne de bir uyku tutar. Göklerde ve yerde olanlar O’nundur. İzni olmadan O’nun katında kim şefaat edebilir? O, onların önünde olanları da arkalarında olanları da bilir. O’nun ilminden ancak O’nun dilediğini kavrarlar. O’nun kudret ve egemenliği [kursiyyuhu] gökleri ve yeri kuşatmıştır. Onların düzenlerinin korunması da O’na hiç ağır gelmez. Çünkü O, Aliy’dir¹⁶⁵, Azîm’ El-Hayy Diri, hayatın kendisi, hayat bahşeden anlamındadır. 164 El-Kayyûm Varlığı kendinden olan, kâinatı varlığıyla ayakta tutan ve yöneten,... Devamı..Allah, O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, her an yaratıklarını gözetip durandır. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde olan ve yerde olan ancak O'nundur. O'nun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Onların işlediklerini ve işleyeceklerini de bilir. Dilediğinden başka ilminden hiç bir şeyi kavrayamazlar. Egemenliği gökleri ve yeri kaplamıştır ve onların gözetilmesi O'na ağır gelmez. O yücedir, büyük azamet kendisinden başka ilâh olmayan bir tek ilâh, kulluk ve itaate lâyık yegâne otoritedir. Hayy’dır, dâimâ diridir, hayatın biricik kaynağıdır; Kayyum’dur, kâinâtın nizamını elinde bulunduran, bütün varlıkları koruyup gözeten, yöneten ve yönlendiren O’dur. Her şey, O’nun kudret ve irâdesiyle varlık ve intizâmını sürdürmektedir. O’nun kudret ve iradesi kesintisizdir; ne bir uyuklama tutar O’nu, ne de bir uyku. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. O’nun izni olmaksızın, huzurunda kim şefaat edebilir? Cezayı hak eden zalimleri azaptan kim kurtarabilir? O, kullarının önlerinde ve arkalarında olan her şeyi yaptıkları ve yapacakları, bildikleri ve bilmedikleri, açıkladıkları ve gizledikleri, yapıp gönderdikleri ve geride bıraktıkları her şeyi bilir. Oysa onlar, Allah dilemedikçe, O’nun ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. O’nun sonsuz kudret ve hükümrânlığı, gökleri ve yeri kuşatmıştır. Bunların korunup gözetilmesi, O’na asla zor gelmez. Gerçek yücelik, gerçek büyüklük, sadece O’na insanlık, bu yüce hakîkate iman etmediği sürece asla kurtuluşa ulaşamayacaktır. Bunun için, apaçık ve ikna edici delillerle insanları hak dine davet etmeli, ancak onları inanç konusunda zorlamamalısınızKendisinden başka ilah olmayan, Kayyûm Hayy Allah! O’nu ne uyku alır, ne uyuklama! Yer’dekiler ve Gökler’dekiler O’nundur. O’nun izniyle olan hariç, kim O’nun katında şefaat edebilir? Onların ellerindekileri şeyleri ve arkalarındaki şeyleri biliyor. Dilediği şeyler dışında, O’nun ilminden bir şeyi ihata edemezler. O’nun kürsüsü Yer’i ve Gökler’i kaplamıştır; bu ikisini tutup korumak O’na ağır gelmez. Azîm Aliyy de O’ başka tanrı yoktur, her daim hayat dolu ve etkindir, uykusu gelmez, uyuklamaz ve uyumaz. Göklerde ve yerde olan her şeyin tek sahibidir. Onun huzurunda, onun izni olmadan kimse şefaat edemez. Her şeyin içini dışını önünü arkasını bilir. Yaratıklar, onun bilgisinden sadece onun müsaade ettiği kadarına sahip olabilirler. Yer gök her şey, onun kapsam alanındadır. onları korumak ise ona vız gelir. Yüceler yücesidir…Allah kendisinden başka hiçbir ilah olmayandır. Allah ilah olarak bütün yasama, yürütme, yargılama, cezalandırma yetkisine sahiptir. Bizim de yasama, yürütme, yargılama, cezalandırma yetkimiz var diyenleri ilahlık iddia etmekle suçlar. Kendilerine göre düzen kurup insanları yönetenleri zalim olarak ilan eder. Allah her zaman diridir. Onu kimse öldüremez. Allah bütün yarattıklarını yönetendir. Allah’ın yönetimini elinden aldığını sanıp, insanlara kendi yasalarıyla zulüm yapanlar, Allah’a karşı en büyük suçu işlemiştir. Elbette onların cezası çok çetindir. Allah’ı ne bir uyuklama tutar, ne de bir uyku! Göklerdeki yerdeki her şey O’nundur. İzni olmaksızın O’nun katında suçluların cezalarının affedilmesine yönelik şahitlik edecek kimdir? Hiçbir Resul, hiçbir veli, eren, evliya, imam, müçtehit; kendi hesaplarından başını kaldırıp cezaya çarptırılanları kurtarmaya şahitlik edemeyecektir. Suçlular ile Allah arasına girebilecek hiçbir şefaatçi ve aracının olması mümkün değildir. İddia ettiğiniz gibi Rabbiniz bunlara; şahitlik, şefaatçilik, aracılık izni vermişse başka! Onların şefaatçi olduklarına dair ellerinde bir delil mi var? Kaldı ki onlar şefaatçi olsalar bile asla suçluların affını istemeye hakları yoktur. Ancak suçluların kendileri af edilmeyi isteyebilir, af edilmeyi umabilirler. Şunu bilin ki; hesap günü gelince af kapısı kapanmıştır. Af kapısının sadece dünyada açık olduğunu bilmiyor musunuz? Öldüğünüzde kitabınız kapanır, hüküm verilir. Size verilen ömür içinde af diledinizse mesele yok. Öldükten sonra af dilemeniz bir şey ifade etmez. Hesap günü af edilmeyi bekleyenlere; “Size dünyadayken defalarca uyarı yapılmadı mı deriz?” Allah insanların geçmişte ne yaptıklarını, gelecekte ne yapacaklarını bilendir. Ama siz bilmezsiniz. İnsanlar Allah’ın ilminden, Allah’ın dilediği kadarından başka bir şey bilemezler. Allah’ın yarattığı varlıkları yönettiği arş; bütün gökyüzünü, bütün yeryüzünü kuşatmıştır. Kimse Allah’ın yönetiminden dışarıya çıkamaz. İnsan Allah’ın verdiği iradi özgürlüğe dayanarak yönetim hakkı olduğunu iddia ederse; insan bundan dolayı hesaba çekilecek, Allah’ın yasalarına uymadığı için cezalandırılacaktır. Gökyüzünü, yeryüzünü koruyup gözetmek Allah’a güç değildir. Allah her şeyden yücedir, her şeyden büyüktür. Allah ki O’ndan başka ilah yoktur. Diridir, hayatı elinde tutandır. Kendisini ne uyuklama tutar ne de uyku. Göklerde ve yerdekilerin hepsi yalnızca O’na aittir. İzni olmadan O’nun katında kim şefaat edebilir ki! Onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. [*] Bildirmeyi dilediklerinin dışında kimse O’nun bilgisinden hiçbir şeyi kuşatamaz. O’nun egemenliği [*] gökleri ve yeri kapsamıştır. Onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O yücedir, büyüktür. [*]Benzer mesajlar Tâhâ 20110; Enbiyâ 2128; Hacc 2276.,Yüce Allah’ın [kürsî]si, O’nun mutlak egemenliği ve otoritesini göstermektedir.,[Ayet’el kürsî... Devamı..Allah, kendisinden başka bir ilâh bulunmayan, hep diri ve bütün yarattıklarını sürekli gözetip Onu gaflet de basmaz, uyku da tutmaz. Göklerde ve yerde her ne varsa hepsi, kesinlikle Onundur. Onun huzurunda, izni olmaksızın kimse kimseye şefâatte² O Allah kullarının yaptıklarını da yapacaklarını da bilir. Fakat onlar, kendisi dilemedikçe Onun ilminden hiç bir şeyi Onun hükümranlığı⁵ bütün gökleri ve yeri kuşatmıştır ve o ikisinin korunması Ona asla güç gelmez. Çünkü O çok yücedir pek Kayyûm Her şeyi tutan, koruyan anlamında Allah’ın isimlerinden biridir. Kur’ân’da üç yerde geçer. Kayyûm ismi; Allah zâtı ve yüceliği ile vardır; h... Devamı..ALLAH -O’ndan başka ilah yoktur; Her Zaman Diridir, Bütün Varlıkların Kendi Kendine Yeterli Yegane Kaynağıdır. Ne uyuklama tutar O’nu, ne de uyku. Yeryüzünde ve göklerde ne varsa O’nundur. O’nun izni olmaksızın nezdinde şefaat edebilecek olan kimdir? O, insanların gözlerinin önünde olanı da, onlardan gizli tutulanı da ²⁴⁷ bilir; oysa O dilemedikçe insanlar O’nun ilminden hiçbir şey edinemez, hiçbir şey kavrayamazlar. O’nun sonsuz kudreti ve egemenliği ²⁴⁸ gökleri ve yeri kaplar ve onların korunup desteklenmesi O’na ağır gelmez. Gerçekten yüce ve büyük olan yalnızca O’ Lafzen, “elleri arasındakini ve arkalarındakini”. Müfessirler, bu ibareye çok çelişkili yorumlar getirmişlerdir. Böylece, mesela Mücâhid ve Atâ’,... Devamı..Allah, Ondan başka ilah yoktur. O hayatın kaynağı ve dayanağıdır. Yarattıklarının üzerinde yönetici ve gözeticidir. Onu ne unutma tutar ne de uyku. Göklerde ve yerde olanların hepsi Onundur. Onun izni olmadan Onun katında şefaat edecek de kimmiş? O, onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. Onlar, onun ilminden ancak dilediği kadarının dışında hiçbir şey kavrayamazlar. Onun otoritesi, gökleri ve yeri kaplamıştır. Onları koruyup gözetmek Ona asla ağır gelmez. Allah çok yücedir çok büyüktür. 3/2, 20/110, 59/22-23-24, 22/76ALLAH -ki O’ndan başka ilâh yoktur-,[⁴⁷²] mutlak diri, hayatın ve varlığın kaynağı ve dayanağıdır; ne gaflet basar O’nu, ne de uyku.[⁴⁷³] Göklerde ve yerde olan her şey O’nundur O’nun izni olmaksızın katında şefaat edecek olan kimmiş bakayım?[⁴⁷⁴] O, kullarının önünde-açıkta olan şeyleri de, ardında-gizli olan şeyleri de bilir; oysa onlar, O dilemedikçe O’nun ilminden hiç bir şey kavrayamazlar. O’nun sonsuz kudret ve otoritesi[⁴⁷⁵] gökleri ve yeri kaplamıştır; üstelik onları görüp gözetmek O’na güç gelmez zira yüce ve azametli olan yalnızca O’dur.[472] Elmalılı merhum, besmelenin meali sadedinde farklı ihtimaller üzerinde dururken şöyle diyor “Lâkin evvel emirde bu dört sûretten her birindeki ... Devamı..Allah Teâlâ ki, O'ndan başka bir mabut yoktur. Hayy-ü Kayyûm olan O'dur. O'nu ne uyuklama ne de uyku tutmaz. Göklerde ne varsa yerde ne varsa, hep O'nundur. O'nun izni olmaksızın O'nun yanında şefaat edecek olan kimdir? O, mahlukatının geçmişleri ve gelecekleri ne varsa hepsini bilir. Ve O'nun mahlukatı, O'nun dilediğinden başka O'nun malumatından bir şeyi ihata edemezler. O'nun kürsüsü göklerden ve yerden daha geniştir. Göklerin ve yerin hıfzı O'na ağır gelmez. Ve en yüce ve en ulu olan da ancak O' o İlâhtır ki Kendisinden başka ilâh yoktur. Haydır, kayyûmdur kendisini ne bir uyuklama, ne uyku tutamaz. Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. İzni olmadan huzurunda şefaat etmek kimin haddine? Yarattığı mahlûkların önünde ardında ne var, hepsini bilir. Mahlûklar ise O'nun dilediğinden başka, ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır. Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O'na ağır gelmez, O öyle ulu, öyle büyüktür. [19, 93-95; 53, 26; 21, 28; 20, 110] [KM, Tesniye 5, 26; Tekvin 21, 33; Çıkış 3, 15]Hay Her zaman var olan, diri olan, ezelî ve ebedî hayat sahibi. Kayyûm Kendi zâtı ile var olup, zeval bulmayan ve bütün kâinatı varlıkta tutup onlar... Devamı..Allah, ki O'ndan başka tanrı yoktur, daima diri ve yaratıklarını koruyup yöneticidir. Kendisini ne bir uyuklama, ne de uyku tutmaz. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. O'nun izni olmadan kendisinin katında kim şefaat edebilir? Onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. O'nun ilminden, ancak kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O'nun Kürsüsü, gökleri ve yeri kaplamıştır O yüce padişah, göklere, yere, bütün kainata hükmetmektedir. Onları koruyup gözetmek, kendisine ağır gelmez. O yücedir, gayrı ilâh olmayan Allâh bizâtihî hayy ve bizâtihî mevcûd ve gayrı îcâd idicidir. Onı gaflet ve uyku tutmaz uyumak ve uyuklamak gibi şeylerden münezzehdir Göklerin ve yerin mülki onundur Her ne var ise kâffesi onun mülki ve tasarrufundadır İzin ve müsâ'adesi olmaksızın 'indinde kimse şefâ'at idemez. Her şeyin önünde ve arkasında olanı geçmiş ve geleceklerini bilir. Onun bildiklerinden ancak bildirmek istediği bilinebilir. Onun kürsîsi gökleri ve yeri tamamıyla ihtivâ ider. Bütün bunların göklerin, yerlerin, kâffe-i mevcûdâtın hıfz ve sıyâneti, idâresi ona güç gelmez. O bizâtihî her şeyden yüksek ve her şeyden büyükdür. [¹][1] Cenâb-ı Hakk'ın zât ve sıfât-ı ilâhîsine müte'allik esâsâtı muhtevî olan bu âyet-i kerîme Kur'ân-ı Kerîm'deki âyetlerin en büyüği ve en efdali olu... Devamı..O, Allah’tır. O’ndan başka ilah yoktur. Diridir, sürekli işinin başındadır. O’nu ne uyuklama tutar ne de uyku! Göklerde ve yerde olan her şey O’nundur. O’nun izni olmadan huzurunda şefaati birinin yanında olmayı kim göze alabilir?[1] Onların önlerinde olanı da arkalarında kalanı da O bilir. Onlar, O’nun bilgisinden izin verdiği kadarı dışında bir şey kavrayamazlar. Hâkimiyeti, gökleri de kapsar yeri de. Bu ikisini korumak O’na ağır gelmez. O yücedir, büyüktür.[2][*] Şefaat, birinin eşlik etmesini istemek, eşlik etmek veya arka çıkmaktır el-Ayn, Müfredât. [*] Bu ayet, Allah dışındaki varlıkların gerçek olduğu... Devamı..Allah, O'ndan başka ilah yoktur. Diri hayat sahibi ve yaratıklarının üzerinde gözeticidir. O'nu bir uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. O'nun izni olmadan yanında kim şefaat edebilir? Önlerinde ve arkalarında olanı bilir. O'nun ilminden -dilediği kadarı hariç- hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun otoritesi, gökleri ve yeri kaplamıştır. Onları koruyup gözetmek O'na asla ağır gelmez. O, çok yücedir, çok Allah ki, Ondan başka tanrı yoktur. O Hayydır,128 Kayyûmdur.129 Onu ne uyku tutar, ne uyuklama. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Onundur. Onun katında, Onun izni olmadan şefaat edecek kim var?130O, kullarının geleceğini de bilir, geçmişini de. Kulları ise, Onun ilminden, ancak Onun dilediği kadarını kavrayabilirler. Onun kürsüsü131 gökleri ve yeri kaplamıştır; her ikisini de görüp gözetmek Ona ağır gelmez. O pek yüce, pek büyüktür.132128 Ezelî hayat sahibidir. Bütün hayat Onun elindedir; her canlıya hayatı O verir. 129 Varlığı kendisindendir; var olmak için hiçbir sebebe ihtiya... Devamı..Allah'tan başka ilah yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nundur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiçbir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliyy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azim'dir O, büyüklüğü yoķdur Tañrı illā ol; diri, hemįşe olıcı. dutmaz anı ımızganmaķ ne daħı uyķu. anuñdur ol kim göklerdedür, daħı ol kim yirde dür. kimdür ol kim şafa'at eyleye anuñ ķatında, illā anuñ dilegi-y-ile [21b] bilür anı kim ileylerindedür, daħı anı kim ardlarındadur. daħı ķaplamazlar neseneyi 'ilminden, illā anı kim diledi. irdi ķaplayu kürsisi ya'nį padişāhlıġı yā 'ilmi, göklere daħı yire; daħı incitmez anı śaķlamaķlıġı ol ikinün. daħı ol yücedür, Tañrı birdür, andan özge tañrı yoḳdur, ḥayāt‐ı sermedīdür, dutmaz anıuyḳu, uyuḳlamaz, daḫı anuñ ḫalḳı mülkidür her ne göklerde ise herne kim yirlerde ise. Kimdür ol kim şefāat idebile anuñ ḥażretine, buyruġınsuzbilür ol nesneyi kim ellerindedür, daḫı ol nesne kim ardlarındadur. Daḫıiḥāṭa eylemezler hīç nesneye anuñ ilminden illā bir nesne bildürmek dilesebildürür. Ḳaplayupdur Tañrı Taālā kürsīsi gökleri ve yirleri daḫı, daḫıtaab olmaz Tañrı Taālā gökleri ve yirleri ṣaḳlamaḳda, daḫı ol Tañrı yücedür, başqa heç bir tanrı yoxdur. Zatı və kamal sifətləri ilə hər şeyə qadir olub bütün kainatı yaradan və idarə edən, bəndələrini dolandıran və onların işlərini yoluna qoyan əbədi, əzəli varlıq Odur. O nə mürgü, nə də yuxu bilər. Göylərdə və yerdə nə varsa hamısı Onundur. Allahın izni olmadan qiyamətdə Onun yanında hüzurunda kim şəfaət bu və ya digər şəxsin günahlarının bağışlanmasını xahiş edə bilər? O, bütün yaranmışların keçmişini və gələcəyini bütün olmuş və olacaq şeyləri bilir. Onlar yaranmışlar Allahın elmindən Onun Özünün istədiyindən başqa heç bir şey qavraya bilməzlər. Onun kürsünü elmi, qüdrət və səltənəti göyləri və yeri əhatə etmişdir. Bunları mühafizə etmək Onun üçün heç də çətin deyildir. Ən uca, ən böyük varlıq da Odur!Allah! There is no God save Him, the Alive, the Eternal. Neither slumber nor sleep overtaketh Him. Unto Him belongeth whatsoever is in the heavens and whatsoever is in the earth. Who is he that intercedeth with Him save by His leave? He knoweth that which is in front of them and that which is behind them, while they encompass nothing of His knowledge save what He will. His throne includeth the heavens and the earth, and He is never weary of preserving them. He is the Sublime, the There is no god but He,-the Living, the Selfsubsisting, Eternal296. No slumber can seize Him nor sleep. His are all things in the heavens and on earth. Who is there can intercede in His presence except as He permitteth? He knoweth what appeareth to His creatures as before or after or behind them297. Nor shall they compass aught of His knowledge except as He willeth. His Throne doth extend298 over the heavens and the earth, and He feeleth no fatigue in guarding and preserving them299 for He is the Most High, the Supreme in glory.296 This is Ayat al Kursi, the "Verse of the Throne". Who can translate its glorious meaning, or reproduce the rhythm of its well-chosen and comprehen... Devamı..
Ayet. İslam'ın kopmaz kulpu Kelime-i Tevhid'dir. Kişinin Kelime-i Tevhid'in ehlinden olması ve söylediği Lailaheillallah'ın kendisine fayda sağlaması için iki şart zikredilmiştir Tağutu inkâr ve Allah'a cc Dinde zorlama yoktur ayetinde verilmek istenen mesaj nedir?2 Allah inananların dostudur onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır ana düşüncesi nedir?3 Kim Tağutu red ederse?4 Diyanet Tağut nedir?5 Dinde zorlama yoktur neyin korunması?6 Dinde zorlama yoktur hangi ilke?7 La nüferriku beyne ehadin min Rusulih ne demek?8 Bakara Suresi 255 ayet hangi sure?Dinde zorlama yoktur ayetinde verilmek istenen mesaj nedir?Ayetin tamamının meali şöyle “Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğru, yanlıştan kesin ayrılmıştır. Kim Tağût'u inkâr edip Allah'a iman ederse o hiç kopmayan sağlam kulpa tutunmuş inananların dostudur onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır ana düşüncesi nedir?İnsanları karanlıklardan aydınlığa Yüce Allah çıkarmakta, bu görevi bizzat kendisinin yerine getirdiğine işaret etmektedir "Allah, rızasını arayanı o kitapla kurtuluş yollarına iletir ve onları kendi izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarıp dosdoğru bir yola iletir" Mâide 5/16.Kim Tağutu red ederse?“Allah “Kim tağutu inkar edip Allah'a iman ederse kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa tutunmuştur.” Bakara 256 ayetinde; sağlam kulpa tutunmak için iki şart koşmuştur Tağutu red ve Allaha iman.”Diyanet Tağut nedir?İslam'a ve Kuran'ı Kerim'e göre tağut, müminlerin imanını azaltan, ibadet etmesini engelleyen ve başka ilahlar edinmesine neden olan şeytan zorlama yoktur neyin korunması?2- Din Emniyeti Dinde zorlama, tehdit ve baskı yoktur. Peygamberimizin Mekkeliler ile yaptığı savaşlar ise sadece ümmetini ve dinini korumak için zorlama yoktur hangi ilke?Bu ve benzeri ifadelerden de anlaşıldığı üzere İslamiyet temelde hoşgörünün vazgeçilmez bir ilke olduğunu, kesinlikle baskıya ve baskıcı bir tutuma geçit vermediğini açıkça belirtmektedir. İnsanlık dini olan İslâm'da zorlama nüferriku beyne ehadin min Rusulih ne demek?' LA NÜFERRİKÜ BEYNE EHADİN MİN RÜSULİHİBakara Suresi 255 ayet hangi sure?Ayetel Kürsi Bakara Suresi'nin 255. ayeti olmasına rağmen insanlar tarafından farklı bir sure olarak karıştırılabilmektedir. Bakara 255. ayeti kerimesi içerisinde Hz. Allah'ın kürsüsü zikredilmiş olması hasebiyle "Ayetel Kürsi" ismiyle anılmaya başlanmıştır.
bakara suresi 255 ayet verilmek istenen mesaj